Türkçede birçok kelime gibi “kırık”da farklı anlamlarda kullanılmaktadır. Kırık manasına kısaca bakalım;
- Kırılmış olan (eşya, vücutta kemik vb.)
- Duygusal manada üzgün, dargın, gücenmiş
- Ana renkten hafif uzaklaşan renk (beyaz – kırık beyaz)
- Düşük not (100 üzerinden 40 gibi)
- Melez (kangal kırması şeklinde)
- Tavlada oyun dışı kalan pul
- Kadın ya da erkeğin töre/adetlere aykırı ilişkisi
- Kırıntı (ekmek kırığı vb)
- Deyim (kırık plak gibi cızırtı yapma)
Ancak bizim ilgilendiğimiz alan, ortopedik anlamdaki kırıklar.
Başka bir değişle vücutta küçük ya da büyük bir etken (travma) ile yaşanan kemik
kırılması (ortopedik kırık) hakkındaki efsane olabilecek söylemler. Kırılma
eylemi; iki basamak merdiven çıkarken olabileceği gibi, trafik kazası,
yüksekten düşme, canlı hayvandan düşme, darp vb durumlar sonrasında kolaylıkla
oluşabilmektedir. Oluşma şekli her ne olursa olsun kemik kırıklarının (ortopedik
kırıkların) en kısa sürede konunun uzmanları olan ordopedi doktorları
tarafından tedavi edilmelidir.
Efsane konularına girmeden önce kırıklar konusunda yeni
öğrendiğim bir sendromdan da bahsetmeden geçemeyeceğim. Kısaca bahsetmek gerekirse,
1900’lü yıllarda Paul SUDECK tarafından travma sonrası gelişen, el ve ayaklarda
çok görülen ve ileri devrelerinde eklem sertliği şeklinde tanımlanmıştır. İsteyen
detayları için araştırma yapabilir. Sonuç olarak kırık deyip geçmemek lazım.
Gelelim yazımızın asıl konusuna, kırık ile ilgili efsane
doğrular ve yanlışlar;
Kırılan alanı hareket ettirebiliyorsak, kırık yoktur demek
Halk arasında “çatlak” olarak da tabir edilen yapı
bütünlüğünün bozulmaması ile yapı bütünlüğünü kısmen veya tamamen bozulması
birbirinden farklıdır. Örneğin; cam bardağın çatlaması su sızıntısına neden
olabilir, bütünlük bozulmamıştır. Tamamen kırılması, birkaç parçasının bütünden
ayrılması içindeki suyun taşınmasını zorlaştırır. Bu bağlamda her ikisi için de
tamir süreci farklı olacaktır. Örnekten hareketle kemik kırıklarında da
bütünlüğüm kısmen ya da tamamen bozulmasında vücut koruma mekanizması devreye
girer ve hareket kısıtı ortaya çıkar. Ağrı düzeyi de büyüklüğe ve kişinin ağrı
eşiğine bağlı olarak değişir. Hareket kısıt az olmasına rağmen kırık olma
olasılığı mevcuttur. Profesyonel yardım alınmalıdır.
Ağrı yoksa , kırık yoktur
Ağrı eşiği diye bilimsel bir terim var. Ağrı eşiği; farklı
kişilerin maruz kaldıkları aynı/benzer durumlara verdiği tepki gibi
algılanabilir. Örneğin, aynı ölçüdeki bir iğne ucunun A kişisine batırılması
sonrası A kişisinin hafif bir acı hissetmesi, B kişisinin ise kendisinin
kesilmesi gibi tepki vermesi gibi anlatılabilir. Başka bir değişle ağrı eşiği
kişiden kişiye değişebilir ve ortopedik kırıklarda kişiler farklı ağrı düzeyi
hissedebilir. Kırık ağrısını hafif de olsa tedaviye en kısa sürede
başlanmalıdır. Hareket edildikçe iyileşme sürecinin uzayacağı ve
olumsuzluklarla karşılaşılabileceği unutulmamalıdır.
Uygun bir bakış açısı değildir. Her kırık profesyoneller
tarafından tedavi edilmelidir. Uygun edavi edilmeyen durumlarda kavrama
güçlükleri, şekil bozuklukları ve hareket kısıtları ya da yanlış kaynama gibi
durumlar görülür. Benim başparmağım eğri kaynama nedeniyle şekil bozukluğuna
sahiptir. Her zaman profesyonel düşünmek ve uzmanından destek alınmalıdır.
Kırılan kemik daha sağlam şekilde geri döner
Böyle bir şey mümkün müdür? Bence mümkün değil. O zaman
neden kazalı araba satın almıyoruz? Çünkü orijinali bozulmuş oluyor. Bilimsel
olarak böyle bir kanıt yoktur. Tıp fakültelerinde Kanıta Dayalı Tıp ismi
altında okutulan bir ders var. Bilim her şeyi kanıta dayandırmalıdır.
Dayanıklılık ve kırılma arasında bilinen bilimsel bir dayanak yoktur.
Dolayısıyla hasar alan kemik iyileşme sonrası daha sağlam olur düşüncesi
yanlıştır.
Kırıkların iyileşmesi için kelle paça içirilmelidir.
Bilimselliği olmayan durumlardan bir tanesidir. Dış kaynaklı
protein ve yağ içeren bu çorba çeşidi, kişinin şişmanlamasına neden olur. Hali
hazırda dışarıdan alınan protein depolanamaz. Gün içerisinde dengeli ve
sağlıklı üç öğün iyileşme için yeterlidir. Yaşasın kanıta Dayalı Tıp.
Kırık, çatlaktan iyidir.
Doku bütünlüğü bozulduğu zaman şu iyidir şu kötüdür demek
yine bilimsellikten uzaktır. Çatlak terimi tam manası ile küçük ayrışmamış
kırık için kullanılır. Çatlak, kırıktan daha iyidir diyebiliriz.
Kırık iyileşene kadar balık yenmemeli
Tam tersi balık içerdiği fosfor nedeniyle tüketilmesi
tavsiye edilen ve tüketilmesi gereken bir besindir. Balık yemek için de kırık
oluşması beklenmemelidir.
Kırık olsaydı, yürüyemezdi
Özellikle ayak tarak kemikleri gibi alanlarda oluşan
ayrışmamış durumlarda hasta tedavi merkezine ulaşasıya kadar üstüne basabilir.
Bu durum kırık olmadığı manasına gelmemektedir.
Sonuç olarak ister çatlak, ister kırık olsun tedavisi
mutlaka yapılmalıdır. Tedavi ise bu konunun uzmanları olan hekimlerce
yapılmalıdır. Merdiven altı tabir edilen “kırıkçı-çıkıkçı” gibi kişilerden
medet beklemek geri dönüşü imkansız olabilecek sonuçlar doğurabilir.
Kırıksız, çatlaksız bir hayat sürdürmeniz dileklerimle…
Not: Yazı bilimsel değildir. Sadece ön bilgilendirme için
hazırlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder