86. Yıl Reklam Filmi
Son günlerde bir çok TV kanalında İş Bankasının tasarruf duygusuna yönelik çok hoş bir reklam filmi dönmeye başladı. Evin depo alanında görüntülerle başlayan bu filmde küçük bir çocuk büyük ebeveynlerine ait eşyaları karıştırması ile başlıyor. Bir iki küçük eşya ve sararmış bir fotoğrafın ardından bir çocuğun ilgisini çekebilecek dedesine ait kumbarayı buluyor. Kumbarayı salladığında içinden gelen şıngırtı ile büyük ihtimalle dondurma ya da çikolata alma isteği oluşuyor. Denemeleri sonrasında kumbarayı açamayacağını düşünen çocuk İş Bankası yazısını görmesi ile ne yapması gerektiğini çok iyi biliyor ve şubenin yolunu tutuyor. Kumbara o kadar eski ki, gişede bulunan güler yüzlü bayan bu kumbarayı da nereden buldun ifadesi içerisinde bir dakika diyerek şube müdürünün yanına gidiyor. Müdür adres olarak muhterem amcamızı adres olarak gösteriyor. Amcamız ise her gün bu tür kumbaralar geliyor olsa gerek ki, yelek cebinden anahtarı çıkarıyor ve kumbarayı açıveriyor. Kumbaranın açılması ile herkeste bir şaşkınlık beliriveriyor. Kumbaradan eski bir 25 kuruş ve bir not çıkıyor. Reklam filminin can alıcı sloganı burada bana göre.
Canım Torumun demek kumbaramı buldun. Aferin. Biliyor musun elindeki para dedemin bana verdiği ilk harçlıktır. Değerini bil. Bu parayla birlikte çok önemli bir de nasihat vermişti. Bu parayı harcarsan günün iyi geçer, biriktirirsen bütün hayatın. Diye devam ediyor.
Slogan güzel, verilmek istenen mesaj güzel. İş bankası yine kendisine çok yakışan bir iş çıkarmış.
Küçük bir ayrıntı hariç…
Reklam filmini dikkatle izlerseniz bu ayrıntıyı siz de yakalayacaksınız. Çocuk kumbarayı bulduktan sonra evin dışına çıkar, duvar köşesinden bakar ninesi ve annesi bahçedeyken onlara görünmeden evden çıkar. Top oynayan arkadaşlarına da sonra geleceğini söyleyen çocuk hızla sokaktan uzaklaşır. Manavın önünden geçer ve ne kadar yol alındığı belli olmaz ama birden kendisini şubenin önünde bulur.
Çocuk evden çıktığını nereye gittiğini kimseye söylememiştir. Malum günümüzde kayıp çocuklar ciddi bir ülke problemi haline gelmiştir. Canımızın içi, en kıymetli varlıklarımız olan çocuklarımız için yapamayacağımız şey yoktur.
Bu bir reklam filmi. Ancak, unutmayalım ki, çocuklarımız henüz o yaşlarda bazı olayları ayırt etme konusunda zorlanmakta, neyin doğru neyin yanlış olduğunu idrak edememektedirler.
Bence, reklam filmini yazan metin yazarı, yönetmen ve reklam filmini sipariş eden ticari işletmenin bu gibi olayları daha iyi incelemeleri iyi olabilir diye düşünmekteyim.
Düşünün! Çocuğunuz sizden habersiz sokağa çıktı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder