ELEKTRİK ISITICILI ÜTÜ: 1882’ de Henry Seely,
elektrik ısıtıcılı ütüyü geliştirdi. İlk ütüler, içine kor halinde kömür
konularak ısıtılırdı. Seely’ nin ütüsünün içinde ise elektrikli bir ısıtıcı
bulunuyordu. Böylece ütü, zor kullanılan bir ev aleti olmaktan çıkmıştı.
ÜTÜ MASASI: Ütü yaparken
yeterince iyi sonuç alamamaktan şikayetçi olan Afrikalı Sarah Boone adlı bir ev
kadını, 1892 yılında kendisi için bir ütü masası geliştirdi. Böylece tarihin
ilk ütü masası ortaya çıkmış oldu.
ELEKTRİKLİ SÜPÜRGE: 1901’ de Hubert Booth,
elektrikli süpürgeyi icat etti. Booth’ un elektrikli süpürgesi o kadar büyüktü
ki atlı bir arabayla çekilmesi gerekiyordu. Fakat süpürgenin performansı gayet
iyiydi; öyle ki İngiliz Kralı VII. Edward taç giyme töreninden önce salondaki
halının bu süpürge ile temizlenmesini istemişti.
ELEKTRİKLİ BUZDOLABI: İlk
elektrikli buzdolabı, Karl Linde tarafından 1877’ de geliştirildi.
Yiyeceklerin bozulmadan saklanabilmesi için gereken, ortamın soğuk olması
koşulu, ilk defa Karl Linde tarafından yapay olarak sağlanmıştı. Linde’ nin
cihazı, yiyecek kabininin arkasına freon gazı yerine metil ether adlı son
derece patlayıcı bir gaz pompalıyordu. Bu yüzden pek yaygınlaşmadı. Freon gazı
kullanılan ilk buzdolabını ise Balzer Von Platen ve Carl Munters birlikte
tasarlamıştı.
BULAŞIK MAKİNESİ: 1889’ da W. A. Cockran
adındaki maharetli kadın mucit, tarihin ilk elektrikle çalışan ilk bulaşık
makinesini üretti. Sistem çok basitti. Bir fiskiye, boru yardımıyla gelen
tazyikli suyu tabakların üzerine eşit dağıtıyor ve bulaşıkları temizliyordu.
ÇAMAŞIR MAKİNESİ: 1906’ da Ala Fischer, çamaşır
makinesini icat etti. Makinenin içine yatay olarak yerleştirilmiş metal tambura
kirli çamaşırlar konuluyordu. Tambur, elektrik yardımıyla döndürülüyor ve
hareket sırasında çamaşırlar sürekli suyla temas ederek temizlenmiş oluyordu.
İlk kurutuculu çamaşır makinesi ise 1924’ te üretildi. Çamaşır makineleri sürekli
gelişerek günümüzdeki halini aldı.
TERMOS: 1906’ da İskoçyalı J. Dewar,
termos adını verdiği ve içine konulan sıvının ısısını koruyan, iç içe geçmiş
iki kaptan oluşan bir sistem geliştirdi. Tarihin en popüler icatlarından birisi
olan termos sayesinde piknik yapmak, insanoğlu için daha da keyifli bir hal
almaya başladı.
BLENDER: Stephen Poplawski,
termos benzeri cam bir kutunun tabanına metal, dönen bir bıçak koyarak blender fikrini ilk ortaya atan
kişidir. 1932’
de bu fikrini tasarım haline dönüştürmeyi başarmıştır. 1935’ te Fred Waring ve
Frederick Osus adlı iki girişimci dostu, Poplawski’ nin fikrini geliştirerek
büyük bir ticari başarı kazanmışlardır.
ATAŞ: 1900’ de Johann Vaaler,
kağıtları sıkıca tutabilmek için,iç içe geçmiş iki halkadan oluşan, metal bir
telden ibaret orijinal bir ürün tasarladı. Vaaler’ in “Ataş” adını verdiği bu
tasarım bugüne değin hemen hemen hiç değişmemiştir.
KALEMTIRAŞ: Bugün okur yazar
hemen hemen herkesin evinde, çekmecesinde bulunan kalemtıraş Amerikalı John Lee
Love tarafından 1897’
de icat edildi. İlk üretimi bildiğimiz taşınabilir şekliyle tasarlanan
kalemtıraş daha sonraki yıllarda geliştirildi.
KURŞUNKALEM: Kurşunkalemin
bugün bildiğimiz şeklini Fransız kimyacı Nicolas Conte vermiştir. Kil ve
graphite karışımını yakıp tahtadan silindir çubuklar içine koyan Conte; 1795’ te patentini almıştır.
İlk kurşunkalem fabrikasını ise 1861’
de Eberhard Faber, New York’ ta kurmuştur.
BİLYE UÇLU TÜKENMEZKALEM: 1938’ de Macar mucit Lazlo
Biro, biro da denilen, günlük hayatımızın vazgeçilmez parçası olan bilye uçlu
tükenmezkalemin hayata geçmesini sağladı. Tükenmezkalem, öncelikle yüksek
basınca maruz pilotların kullanması için üretilmişti. Zamanla kolay
kullanımından dolayı geniş kitlelere ulaştı.
DOLMAKALEM: 1935’ te Fransız Jules
Fagart, tekrar doldurulabilen dolmakalemi geliştirdi. Bugün bizlere bir parça
nostalji gibi görünse de dolmakalemler, pek çok insan için hala önemli yazı
araçlarından biridir.
SİLGİ: Silgiyi ilk defa 1736’ da Avrupa’ ya getiren,
Fransız kaşif ve bilim adamı Charles Marie de la Condamine ’ dir. Bu
aslında, Güney Amerika’ da yerli kabilelerin oyun için ve tavuk tüyü gibi
şeyleri vücutlarına yapıştırmak için kullandıkları bir maddeydi. Avrupalılar
bunu kullandı fakat bir süre sonra çürüdüğü için kullanışlı olmadı. 1839’ da Charles Goodyear,
kauçuğu işlemenin ve dayanıklı kılmanın yolunu buldu. Bugün kullandığımız
silgilere şekil vermiş oldu.
DAKSİL: 1951’ de Bette Nesmint
Graham, daksili icat etti. Dallaslı sekreter Graham, bugün ofislerimizde
hepimizin sık sık ihtiyaç duyduğu hatalı metinlerin üzerini ince beyaz
tabakayla kapatan yazı düzelticiyi ilk olarak evinin mutfağında blender ile
sıvı hale getirdiği kağıt olarak üretmiştir.
RAPTİYE: Raptiye, ilk defa
Amerikalı Edwin Moore tarafından kiralık bir odada üretildi. Bir gün önce
yaptığını ertesi gün satan Moore, Eastman Kodak Company’ den büyük bir sipariş
alınca 1904’
te Moore Raptiye Şirketi’ ni kurdu. Şirketi hala küçük şeylerin üretimine devam
etmektedir.
FOTOKOPİ MAKİNESİ: Bugün
kullandığımız fotokopi makineleri ilk olarak 1942’ de Chester Carlson
tarafından geliştirilmiştir. Amerikalı mucit Chester Carlson, 1938’ de de elektrostatik
fotokopi makinesini icat eden kişidir. Fotokopi makineleri sayesinde gerekli
dokümanları çoğaltmak kolaylaşmış oluyordu. Bu da büyük bir işgücü kazanımı
anlamına gelmekteydi.
MÜREKKEP: Kağıdın icadıyla
paralel kullanılan mürekkep, Çinliler tarafından bulunup geliştirildi. MS 400’ de yaklaşık olarak bugün
kullandığımız halini aldı. Renk pigmentleri veya boyar maddelerin sıvıda
çözündürülmesiyle elde edilen mürekkebin ilk dönemlerdeki hammaddesi ise yanmış
çam odunu, kuzu yağı, eşek derisi jölesi ve miskti.
PARŞÖMEN: Eski Mısır
firavunlarından biri Anadolu’ ya papirüs vermeyi reddedince, parşömenin
hikayesi başlar. Anadolu’ daki Bergama kitaplığının İskenderiye’ ye rakip
olmasından rahatsız olununca papirüs gönderimi durmuştur. Bergama hükümdarı,
koyun ya da keçi derisinden papirüsün yerini tutacak ve yazı yazmaya uygun bir
madde hazırlanması istedi. Yunanca “Pergament” adını taşıyan parşömen böylece
doğdu.
YAPIŞKAN BANT: 1921’ de Amerikalı R. Drew,
yapışkan bant fikrini ortaya attı. Avrupa’ da “seloteyp” adıyla piyasaya
sürülen bu bandın bir yüzü, “selüloz” adı verilen ve yapışkan olan saydam bir
plastik şeritten oluşuyordu.
TUTKAL: Tutkal ilk olarak 1750’ de İngiltere’ de
yapıldı. Tutkal önceleri balıktan elde edilmiş, daha sonraları plastik, hayvan
kemikleri, nişasta, süt proteinlerinden elde edilen türevleri ile yaygınlaşmaya
başlamıştır.
YANGIN SÖNDÜRÜCÜ: 1816’ da George Manby, yangın
söndürmeye yönelik bir sistem geliştirerek ilk yangın söndürücünün temellerini
atmış oldu. Alet, su içeren metal bir silindirden oluşuyordu. İçindeki su,
sıkıştırılmış hava yardımıyla dışarıya püskürtülüyordu.
KİMYASAL YANGIN SÖNDÜRÜCÜ: 1905’ te Alexander Laurent,
kimyasal yangın söndürücüyü geliştirdi. Yangına suyla müdahale etmek her zaman
doğru bir yol değildi, bu yüzden Laurent, bir kimyasal karışımı geliştirerek
suyun yangın söndürmedeki zararlarını da yok etmiş oluyordu.
DİKKAT: İçerik izin alınmak ya da açık kaynak belirtilmek sureti ile kullanılabilir.
Osman Han ARSLAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder