Yarın ne yapacağımı bilmez vaziyette, bugünü yaşıyorum kaderimin beni sürüklediği sokak köşelerinde. Günlerin hızla akıp gitmesine son zamanlarda pek ayak uyduramıyorum. İç kulvarlarda da koşsam, dış kulvarda da koşsam da bir türlü dereceye girenlerin yanında yer alamıyorum ve maalesef göz kapaklarımın arkasına gizleniyorum her defasında, gerçeklerden kaçabilmek için… Hayaller kuruyorum, düşlerimde önümde çırıl çıplak yatan kumsalı bir boydan bir boya geçerken. Yanımda beni yıllardır hiç yalnız bırakmayan sigaram ve yalnızlığım. Kaderleri birbirine bağlanmış üçümüz kaderlerimizle baş başa, kumsalın o akrep dolu kumcukları üzerinde. Aslında ikisinin de kaderleri benim elimde. Yakacağım kibritin ve nefesimin sonunda tükenecek bir sigara. Kaderleri sadece sadece benim elimde… Parmaklarımın arasında kayıtsız şartsız teslim olmuş halde yanacak kibrit çöpünü bekliyorum. Ustalıkla kullandığım dudaklarımın arasında birkaç dakika sonra özgür olmayı bekliyorlar. Çığlıklar gökyüzünü kaplarken, hep birlikte kumsalda yürümeye devam ediyoruz. Aman tanrım o da ne? Yerde sırt üstü uzanmış bir çift göz… Olamaz aman tanrım bunlar benim gözlerim. Bana, göz çukurlarıma bakıyorlar. Güneşlenmeye giderken yaşam parıltılarımı da yanlarında götürmüşler. İlk defa burada göz göze geldik, parıltılarımla. Yarı şizofren birini görmüş gibi bakıyorlar. Kafamı hafifçe omuzlarımın üstünde arakaya çevirip baktım görünürlerde kimsecikler yoktu, yalnızlığımdan ve sigaramdan çıkan dumanların haricinde. Yalnızlığım ise sigara dumanın arasında kaybolmak üzereydi. Gözlerime baktım bir de arkamda duran yaşantıma. Sönen sigaramı yenisi ile değiştirdikten sonra sırt üstü yatan gözlerimi kumların arasından alarak cebime koydum ve yürüyerek hızla kumsaldan uzaklaştım.
3 Ağustos 2010 Salı
Bir çift göz
osman han arslan hikayeleri
Etiketler:
bir çift göz,
osman han arslan hikayeleri
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder