Will Smith’in başrolünü oynadığı
2006 yapımı Türkçeye Umudunu Kaybetme olarak çevrilen (The Pursuit of Happyness)
adlı film seyrettiğim en güzel, duygusal ve en mücadele içeren filmlerden
biriydi. Bana göre filmi başarılı kılan unsurlardan en önemlisi herkesin başına
her an böyle bir durumun gelebilecek olmasıydı.
Filmin en çarpıcı repliklerinin
başında gelen “Birinin sana bir şey yapamazsın demesine izin verme, hatta benim
bile… Bir hayalin varsa onu koruman gerek. İnsanlar bir şey yapamaz ve senin de
yapamayacağınızı söylerler, bir şeyi istiyorsan git ve al, o kadar” cümleleri
bir hayat özetler gibi…
Bu repliklere kendimce bir yorum
getirmek istiyorum. Burada ne anlatılmak isteniyor? Bir ders mi verilmeye
çalışılıyor? Yoksa karşısındakine posta mı koy diyor? Okuyan her farklı kişi
buradan faklı bir mana çıkarabilir. Kimse bana bir şey diyemez, ben istediğimi
yaparım. Karşımdakinin tecrübesine kulak verir, onun düştüğü hatalara düşmem ve
hayalimi gerçekleştirmek için peşinden koşarım.
Hayat, kişinin hayalleri ile sınırlıdır
Malum hepinizin de bileceği gibi
birçok insan elde edemedikleri için şanslarını, içinde bulunduğu koşulları,
maddi imkanlarının olmamasını suçlar. Başka bir değişle suçu bir başka yere
yönlendirmek çok daha kolaydır. Aklıma atasözlerimizden bir tanesi geldi “ne
ekersen, onu biçersin”. Bu atasözünü hayatın birçok yerine adapte
edebilirsiniz. İyilik yaparsan iyilik bulursun, kötülük yaparsan kötülük
bulursun, çok çalışırsan karşılığı alırsın gibi… Karınca ve Ağustos böceği
hikayesini düşünün…
Hayat emek ister, çabalamak ister
Hala bir şeyler yapabilmek için
çabalayan biri olarak çoğu insana göre daha çok şey başardığımı, daha çok mutlu
olduğumu söyleyebilir. Neden mi? Çünkü ben aynı bu replikte söylenen gibi dış
insanları fazlaca dinlemedim. Dinlemedim derken, kulaklarımı tıkadım manası
çıkmasın. Dinledim, akıl süzgecinden geçirdim. Ben yapabilirim dedim ve
denedim. Fark olarak en azından denedim diyebilirim. Bazı konularda başarıyı
yakalarken bazıları da ya yarım kaldı ya da rafa kaldırıldı. Bahane bulmadım.
Nasipse, kısmetse olur demedim. Bıkmadan usanmadan denedim.
Siz de hayallerinizin peşinden
koşun. Burada nereden duyduğumu hatırlamadığım bir anekdot aktarmak istiyorum.
İki farklı toplumun bakış açısını gönderme yapan bir hikayemsi bir şey. Hayalleri
dar ya da hayalsiz bir toplumda bir kafede “bakın, bakın uçan inek” derseniz, “hadi
oradan, uçan inek mi olurmuş” cümlesi duyarken, Amerika gibi gelişmiş ülkelerde
aynı cümleyi bir kafede söylediğinizde “en sonunda uçan inekte mi yapmışlar”
ile karşılaşırsınız. İşte bu insanın içinde bulunduğu toplumdan nasıl
etkilendiğini anlatmaya yarayan örneklerden bir tanesi…
Hayat sizi değil siz hayatınızı
şekillendirin
Başarıyı yakalamak ne kadar zor
olursa olsun, her zaman bir yol vardır. Elbette başarıya giden yol kararlılık,
çok çalışmak, emek ve her şeyden öte güçlü bir irade ister. Kararlı olmak bunun
yarısını oluşturur. Hayal et, çalış, gereğini yerine getir sonrası kolay…
Dinleyin, araştırın ve çalışın.
Unutmayın oturarak başarıya
ulaşan tek varlık tavuk olsa gerek…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder