Ortaya Karışık

Her telden, her demden hikayeler, yazılar

13 Kasım 2012 Salı

Sürüş Teknikleri

Heel and Toe Tekniği Günümüzde otomatik şanzıman sistemli otomobillerin artması nedeniyle eskimeye yüz tutmuş bu teknik, manüel vites kutulu araçlarda kullanılmaktadır. Bu tekniğin amacı, vites küçültülürken ayağın debriyajdan çekilmesi ile ani bir motor freni meydana getirilmesini ve otomobilin dengesinin bozulmamasını sağlamaktır. Bu tekniğin uygulanması şu şekilde olmaktadır; Sağ ayak ile frene basılırken sol ile debriyaja basılıp vites küçültülür. Sonra tekniğin isminden de anlaşılacağı gibi sağ ayak topuğuyla veya yanıyla gaz pedalına hafifçe dokunulur ve motora hız kazandırılır. Son olarak da sol ayak debriyajdan kaldırılır. Böylelikle kavrama sonucunda vites kutusu ve akslar üzerinde meydana gelebilecek darbeler en aza indirilmiş olur. Bu tekniğin kolaylıkla kullanılabilmesi için fren pedalı ile gaz pedalı arasındaki seviyeler birbirine yakın olmalıdır. En ideal durum kendinizi en rahat hissettiğiniz durumdur. Kullanılan ayakkabılar bu tekniğin uygulanmasında çok büyük bir önem taşırken, pek çok sportif pedal kiti de bu tekniği destekleyecek şekilde özel formlarda üretilmektedir. Görüş Alanı Araba kullanmayı yeni öğrenen biri için yapılacak en önemli şey nereye gidileceğine bakmaktır. Yeni sürücülere en önce öğretilen; karşıdan gelen araçları takip etmek, seyir edilen şeridi korumak, dikkatin dağılmamasını sağlamak gibi kurallar önemlidir. Yeterli tecrübeye sahip olmayan sürücülerin genellikle önlerinde giden arabaya odaklanmak ve başka bir yere dikkat etmemek gibi eğilimleri vardır. Bu davranış direksiyon başına ilk defa oturan biri için doğal ve kaçınılmaz bir reaksiyondur. Tecrübe arttıkça dikkat verilmesi gereken noktalar azalacaktır. Çünkü bu noktalar gün geçtikçe refleks haline dönüşecek ve artık sürücü önündeki aracın da önüne bakmak gibi yetenekleri ve daha fazlasını zamanla kazanacaktır. Araba kullanmak ellerin, ayakların ve gözlerin, koordineli bir şekilde çalışması ile insan vücudunun tümünün performans gösterdiği bir eylemdir. Dolayısıyla araç kullanırken görüş alanının, sürücüye bağlı olarak, arttırılması tecrübeyle kazanılacak bir durumdur Sol ayak freni Sol ayak freni önden çekişli araçlar için performans arttırıcı ve önemli sürüş tekniklerinden birisidir. Bu teknik ilk bakışta insanın aklına "fren zaten sol ayak yardımıyla yapılmaz mı?" sorusunu getirebilir. Burada önemli olan, sağ ayağın normal şekilde gaz pedalına basılı bulunması ve sol ayağın da aynı anda frene basılı olmasıdır. Bu sürüş tekniği 3 durumda uygulanabilir. Bunlardan birincisi aracın istenilenden daha az dönmeye başladığı andır. Basit olarak, önden çekişli bir otomobile dönemeçte gaz verilmesi durumunda veya çok hızlı olarak viraja girildiğinde dönüş yarıçapını küçültmek amacıyla kullanılır. İkinci durum otomobilin zıplamaya meyilli olduğu engebeli yüzeylerde zıplamayı azaltma durumudur. Üçüncü durum ise turbo otomobillerde uygulanır. Bu durumdaki amaç ise ayağı gaz pedalından çekmemek, turbo basıncın düşmemesini saplamak ve aracın çabuk hızlanmasını sağlamaktır. Bu sürüş tekniği özellikle yarış pilotları tarafından kullanır. Şehir içindeki trafik yasaları gereğince kaza durumlarını azaltmak amacıyla bu tür (hızlanmayı azaltıcı, aşırı sürat sağlayıcı) sürüşlere imkân tanınmamaktadır El freni ile viraj dönmek El freninin arka tekerlekleri tuttuğu araçlarda 90 derece ve üzerindeki sert dönemeçlerin dönülmesinde ya da aracın gidiş yönünün ani olarak değiştirilmesi gereken durumlarda el freninin çekilmesi ile arka tekerleklerin kilitlenmesini sağlamak ve bunun sonucunda aracın arkasının kaymasıyla dönüş yarıçapını küçültmek mümkündür. Lastiklerin yeri çok sağlam tuttuğu asfalt zeminde dahi sürücünün arka tekerlekleri kolayca kilitleyebilmesi için hidrolik el freni pompaları kullanılmaktadır. Standart arabaların çoğunda bulunan mekanik el freni donanımları toprak ve mıcır zeminde yeterli işlev görmesine rağmen asfalt zeminde büyük kuvvetlere gereksinim duymaktadır. Bu sürüş tekniği aracın dengesini bozmak ve arkasını savurmak esasına dayandığından, usta bir sürücü olmadan bu tekniğin kullanılmaması tercihendir Güvenli sürüş için birkaç tavsiye Güvenli bir sürüş için en önemli faktörlerden biri de kullanılan araçtır. Yeni bir araç alırken o aracın hızlanmasından, maksimum hızından çok, yol tutuşunu, fren mesafesini, ABS-ESP-EBD-Hava Yastığı gibi güvenlik önlemlerini göz önünde bulundurun. Teknik açıdan birkaç uyarı ve tavsiye... 1) Hızınızı dönemece girmeden önce azaltın. Dönemeç içinde gaz kesmek otomobilin arkasının savrulmasına sebep olabilir. 2) Hız arttıkça daha uzağa bakın. 3) Her hızda fren için ne kadar duruş mesafesi olduğunu hesaplamayı öğrenin. 4) Mümkün oldukça trafikte diğer araçlarla yakın hızlarda seyredin. 5) Öndeki araçla aranızda her zaman yeterli emniyet mesafesini bırakın. 6) Otomobil kullanırken sadece yola yoğunlaşın. Yanınızdaki veya arkanızda oturan kişiye bakmaya çalışmayın 7) Yüksek hızlarda ani manevralardan kaçının. Yüksek hızlarda kontrolü kaybedilen bir otomobili tekrar çizgisine getirmek kolay olmayacaktır. İyi ve güvenli bir sürüş için aşağıdaki uyarılara dikkat etmelisiniz: 1) Başa gelebilecek her türlü duruma karşı çözümleri önceden tasarlayın. Sebep-sonuç ilişkileriyle olabilecekleri önceden tahmin etmeye çalışın. 2) Eğer bir konvoyda veya yakın takip edilen bir trafikte iseniz, diğer sürücülerin davranışlarını, ne yapabileceklerini önceden tahmin etmek için uzağa bakın. 3) Su birikintilerinde lastiklerin yerle teması kaybetmeleri halinde gazı kesin, direksiyonu düz tutun. 4) Sollama yapmadan önce öndeki araca çok fazla yaklaşmayın. Ani bir şekilde sol şeride çıkmayın. 5) Sollamalarda öndeki araçtan biraz uzaktan seyredip, uygun zamanlamayı yaparak, aradaki mesafeyi hız almak amacıyla kullanıp sollamayı gerçekleştirmek daha kolaydır. 6) Eğer önünüzde giden araç, aniden bir manevra yaparsa siz de onun izinden gidin. Büyük ihtimalle yoldaki bir engelden kaçmıştır Ellerin direksiyon üzerinde konumları Direksiyon simidi yaklaşık 9'u çeyrek geçe konumunda dıştan tutularak başparmaklar direksiyon göbeğinden kolların üzerine konumlandırılır. Direksiyon kollarının üzerine yerleştirilen başparmaklar kolların sahip olduğu ağırlığın bir bölümünün taşınmasına yardımcı olur. Direksiyonda yapılacak tüm hareketler bu temel pozisyondan yola çıkılarak başlatılır. Otomobilin yönlendirilmesi için genellikle direksiyonun en fazla yarım tur çevrilmesi yetmektedir; bu nedenle yettiği sürece ellerin sahip olduğu konum bozulmadan uzunca süre yol alınabilir. Dönüşlerde dönemeç çapı küçüldüğünde dönemecin iç tarafına bakan el gevşetilerek dönemeç dışındaki elle direksiyon simidi 180 dereceye kadar çevrilebilir. Bu yöntemle direksiyon çok çabuk çevrilebilir ve sonra temel direksiyon tutuş pozisyonu çabucak gerçekleştirilebilir. Anlatılan yöntem özellikle arkası savrulan bir otomobilin de ön tekerleklerin hangi konumda olduğunun anlaşılamaması veya geç anlaşılabilmesi nedeniyle çok önemlidir. Direksiyondaki temel tutuş pozisyonuna sadık kalındığı sürece ani manevralar çabuk ve doğru olarak gerçekleştirilebilir. Not: Bu yazı alıntıdır

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Adbox