Ortaya Karışık

Her telden, her demden hikayeler, yazılar

7 Aralık 2016 Çarşamba

Girişimci kimdir?


Bu yazımda akademik ve ekonomik kısımlara girmeden girişimci kimdir sorusuna yanıt bulmaya çalışacağım. Yazdıklarımın tamamı kendi görüşlerime, hayat tecrübeme ve etrafında gördüklerimle ilişkilidir.

Önce tanımdan başlayalım:

Girişimci; ticaret, sanayi gibi alanlarda sermaye koyarak bir işi yapmaya girişen, kar amacıyla riski üzerine alan kişidir.

Girişimci mal ve hizmet üretebilmek için bütün üretim öğelerini en iyi koşullarda bir araya getirir. Kâr amacı güderek riski üzerine alır ve ihtiyaçları karşılamak için üretim öğelerini satın alır, bunları bir araya getirecek imkânı sağlar. Kâr amacı gütmekle beraber zararı da kabullenir.

Girişimci, üretim elemanlarını (doğa, emek, sermaye) sistemli ve bilinçli bir şekilde bir araya getirerek mal ve hizmet üretimini sağlayan kişidir.

…. Şeklinde devam edip gidiyor.

Fonksiyonları:
  • Yeni ürünler (mal veya hizmet) bulur veya geliştirir.
  • Yeni süreçler geliştirir.
  • Yeni ihracat pazarları bulur veya genişletir,
  • Yeni hammadde, yarı mamul arz kaynakları bulur.
  • Yeni bir organizasyon yapısı oluşturur.


Girişimci olabilmek için gereklilikler:
  • Cesaret
  • Bilgi
  • Yetenek
  • Şeklinde sıralanmış…


Şimdi gelelim kendi yorumuma…

Ülkemizde her iş fikri olan kendini girişimci olarak tanımlamaktadır ki, bu bir hatadır. Tanımlara bakacak olursa girişimci öğeleri bir araya getiren, iş fikri olan ise sadece bir cümleye sahip olan kişidir. Hayatta hemen hemen herkesin 5-10 fikri olmuştur.

İş fikri sizi girişimci yapar mı?
Bu üç bilinmeyenli bir denkleme eş bir sorudur. Çünkü iş fikrinizi hayata geçirebilmek için önce girişimcinin özelliklerini taşımalısınız. Nedir bunlar;
  • Motivasyon
  • Yetenek
  • Bilgi
  • Maddi güç
  • İş fikri


Şimdi bunlara tek tek kısaca bakalım:

İş fikri: Kendiniz bulabileceğiniz gibi dışarıdan da iş fikri alabilirsiniz.

Yetenek: İş fikrini projelendirebilecek, olayları döngülerine göre koordine edebilecek, örüntüleri kurabilecek, basit bir değişle vatandaş ya da müşteri ne ister sorusuna cevap verebilecek yeteneğe sahip olabilmektir.

Bilgi: Yapılacak işin gerekliliklerine bağlı olarak bilgiye sahip olunmalıdır. Bilgi yoksa bir hiçsiniz. Hatta yabancı dil bilmeniz sizi 3-0 öne geçirecektir.

Motivasyon: Tüm süreci ayakta tutacak, cesaret kırılımları yaşamayacak motivasyona sahip olunmalıdır.

Maddi Güç: Bana göre olmazsa olmazlardandır. Kadimlerin bir sözü var “taşıma su ile değirmen dönmez” Maddi gücünüz yoksa tanım dışı sayılırsınız. Maddi güç yoksa yatırım yoktur. Maddi güç yoksa hiçbir şeyi bir araya getiremezsiniz.

Ara sonuç olarak maddi olanak her şeyin başında gelir. Varsa girişimci olursunuz yoksa iş fikriniz sadece elinizde bir cümle olarak kalır.

Elbette olay bu kadar basit değil. Ortak bulursunuz, finans kurumlarından destek istersiniz falan filan. Yine de tüm bunları temin edebilmeniz için sizden işin bir kısmını görmek isteyeceklerdir. İşte bu bir kısmı yapamazsanız kim size finans verecek?

Maddi gücünüz olursa bilgiyi satın alabilirsiniz, yetenekleri satın alabilirsiniz, iş fikrini satın alabilirsiniz ya da başka bir değişle yetenekli olanlar sizin yerinize düşünürler. İngilizce bilip bilmemeniz de önemli değil. Bilen birini çalıştırırsınız. Ancak tüm bunları yapabilmeniz için maddi kaynaklarınızın olması gerekir.

Yıllar içerisinde konu ile ilgili çok makale okudum, TV lerde yayımlanan programları izledim. Pazarladıklarını lütfen hatırlayın. İşe ilk başladığımda beş kuruşum yoktu, Amerika’ya gittiğimde bir haftalık yemek parasından başka bir şeyim yoktu. Falan filan.

Şimdi isim vermeden yazmak istiyorum. Yıl 1960 – 1970 arası. Kişi yabancı paranın yasak olduğu dönemde $5.000 ile Amerika’ya gidiyor. O zamanlar genç. Çalışıyor, didiniyor, öğreniyor ve Türkiye’ye dönüp bir iş modeli uygulayarak holding sahibi oluyor.  Hikaye tam bir girişimcilik konusu.

Sorularımız sormaya başlayalım;
  • Bahsi geçen yıllarda kimler çocuğuna $5.000 verebilirdi
  • Amerika’ya yol parası ne kadardı, İngilizce biliyor muydu?
  • Ebeveynlerin o yıllardaki toplum statüleri neydi?
  • ….


Herhangi bir Anadolu şehrinde yaşayan bir babanın zaten $5.000 ı yoktu. Bu rakamın on da biri olsaydı muhtemelen oğluna bir bakkal dükkanı, tekel büfesi vb açardı. O yıllarda baba kendisinin bile sadece kartpostallarda gördüğü İzmir’e, İstanbul’a oğlunu gönderir miydi bilinmez. O yıllarda yol parasını denkleyenler Almanya’ya işçi olarak gittiler. Gidenlerin arasında bakkal dükkanını kapatanlar da vardı.

Yazı biraz uzadı. Sonuca gelecek olursak bir iş fikriniz varsa ve girişimci olmak istiyorsanız önce cebinize bakın. Cep kalınlığı çok önemli. Hatta en önemlisi. Eğer bu yoksa bir işe girişirken kılı kırk yarın. Batarsanız, batmış olursunuz. Yıllarca “iş fikrim güzeldi, ama beni anlayan çıkmadı” der durursunuz.

Herkese bol kazançlar… 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Adbox