Denizli İnovasyon Derneği olarak
Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük üretim üssü olan ve Manisa Organize Sanayi
Bölgesinde bulunan Vestel City’i gezdik.
Yolculuğumuz Denizli’den başladı.
Dernek üyeleri ile keyifli geçen bir yolculuğun ardından Vestel üretim üssüne
öğleye doğru giriş yaptık. Sıcak bir karşılamanın ardından, güvenlik
kartlarımız verildi ve üretim alanı gezimiz resmi olarak başlamış oldu.
Bulaşık makinesi, çamaşır
makinesi, televizyon, klima, kurutma makineleri üretim alanlarını tek tek
dolaşmaya başladık. Güler yüzlü güvenlik ekibi ve her aşamayı her ürünü bize
tane tane anlatan mühendisler ile güzel bir vakit geçirdik.
Elbette yola çıkmadan önce bazı
araştırmalar yapmıştım. Kuruluş hikayesi, dünden bugüne gelişim süreci ve
üretilen ürünler…. İlk karşılama alanında yapılan kısa ancak doyurucu sunum
sonrasında işletmenin internete yaptığım araştırmadan çok ama çok daha büyük
olduğunu fark ettim. Birbirinden ilginç ürünler, hatta birçok alanda ilk
yeniliklere sahip ürünleri görünce hayranlığım bir üst kademeye çıktı.
Maya ünitesi olan ısıtmalı
buzdolabı, tepsideki böreğin eşit şekilde pişip pişmediğini kontrol eden
pişirici ocak, ses kontrolü ile internetsiz kapağını açan ve kapayan buzdolabı
ile fırının açar açmaz yüzünüzü yalayan sıcaklığı kontrol altına alan fırın en
ilginç bulduğum ürünlerin başında geldi.
Öğle yemeğinde Vestel’in sahibi
Sayın Ahmet Nazif ZORLU ile bir araya geldik. Sohbet sırasında satır aralarında
kendisinden baya bir bilgi edinme fırsatını yakaladım.
- İlki yapay zekaya hazırlıklı olmamız gerektiği idi. Yeni nesil kişisel donanımını yükseltmez ise yapay zeka karşısında yenilgiye uğraması kaçınılmaz olacak, insana her zaman ihtiyaç olacak ancak bu ihtiyaç şekil değiştirecek
- Diğer bir konu yabancı dil bilmenin önemi üzerineydi. Hatta ki üniversitelerin yabancı dilde eğitim vermesi üzerine odaklanıldı. Bu konu dünyadan geri kalmama adına önem arz etmekte
- Bir diğer konu da üniversite ve sanayi işbirliği üzerine gerçekleşti. Kağıt üzerinde olan bu olgunun hayata geçirilmesinde olan sıkıntı dile getirildi. Özellikle üniversitelerin bu konuda ilgisiz oldukları hissine kapıldım.
- Yerli ve milli ürünlerin kullanılması konusu ise bir başka başlıktı. Ahmet Bey bu konu açıldığında cebinden kullandığı Vestel Venüs marka telefonu çıkarıp “kaçınız bu telefonu kullanıyor” sorusunu sorduğunda yemek salonunda bulunan kimseden çıt çıkmadı.
Elbette yerli Vestel Venüs
telefonunun kullanımı toplumun gelir düzeyi ile alakalı bir durum. 1500 -2000 fiyat
aralığında bir telefon alınmak istendiğinde (Türkiye ekonomik koşullarında iyi
para) insanlar bir çok parametreyi dikkate alarak seçim yapmak zorunda
kalıyorlar. Kaldı ki; yerli telefonun muadillerine göre fiyat avantajının
olması beklentiler arasında birinci sırada yer almaktadır. Diğer bir konu da
Vestel’in kendi telefonunu agresif bir reklam politikası ile tanıtmaması da
olabilir.
Gezi boyunca bu kadar teknolojiyi
görünce Vestel’in üretimini yaptığı WeWalk adlı akıllı bastonunun neden çok satılmadığı
ve engelli vatandaşımız tarafından neden bilinmediğini sorguladım. 24 saat
içerisinde 140 lira destek toplayan böyle bir ürün neden geri planda kaldı
anlayamadım.
Gezi çıkmadan önce Vestel kurumsal
kimliğini araştırdım. Hangi ürünleri üretiyor, nereye satıyor, Ahmet Nazif
ZORLU kimdir, hakkında söylenenler ve bilinmeyenleri… Gezi boyunca yaptığım
araştırmaları da dikkate alarak aklımdaki soruların cevaplarını aradım.
Örneklemem gerekirse, internette
aylık belli sayıda ürünün üretilmesi gerektiği (bu hedef her şirket için
geçerlidir) ve bu hedefi yakalamak için ufak kusurlu ürünlerin banttan
onaylanarak satışa verildiği bilgisi yazmaktaydı. Gezi süresinde sunumları
dikkatle dinledim, bantları inceledim ve böyle bir şeyin mümkün olmadığı
kanaatine sahip oldum. Çünkü otomasyonu kontrol eden yazılımlar en ufak bir
hatada üretim bandını durduracak şekilde ayarlanmış ve hatalı ürünler anında
başka bir alana alınmaktaydı. Bununla birlikte Vestel’in kendisinin yaptığı
yazınımlar sayesinde üretimin her aşaması ciddi bir şekilde kontrol edilmekte
olduğu gördüm.
Yine internette çalışanlar ile
ilgili epey bir yazı vardı. Gezerken birçok çalışana zordum. “Kaç yıldır burada
çalışıyorsunuz?” Aldığım cevaplar karşısında şaşkına uğradım. Yirmibir yıl ile
8 yıl arasında cevap aldım. Elbette bu soruyu herkese sormam mümkün değildi.
Rastlantısal sordum. Cevaplar ben de işini düzgün yapanın uzun soluklu
çalışabildiği hissiyatını verdi.
Dikkat çekici noktalardan bir
diğeri de mega fabrikanın hem kapalı alanının hem de açık alanlarının oldukça
temiz olmasıydı. Hayran kalmamak elde değil. Bu nasıl bir kurum kültürü? Çok
hoşuma gitti. Öğrendim ki Manisa Organize Sanayi Bölgesinde yer alan mega
fabrika uzun süredir Türkiye ve Avrupa’nın en temiz fabrika ödülünü de elinde
tutuyormuş.
Dönüş yolunda, böyle teknolojik
bir fabrikada üretilen ürünlerin neden iç piyasada hak ettiği satış oranlarını
yakalamadığı / yakalayamadığı düşüncesi vardı. Çok kısa bir cevap vermem
gerekirse ki bu cevap benim şahsi fikrimdir. Uyguladıkları ya da
uygulamadıkları reklam politikasıdır.
Sonuç olarak Vestel City teknik
gezisi hayatımda güzel duraklardan bir tanesiydi. Güler yüzlü tüm çalışanlara
ve Sayın Ahmet Nazif ZORLU Beye nazik kabulleri için teşekkürü borç bilirim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder