Ortaya Karışık

Her telden, her demden hikayeler, yazılar

5 Mart 2020 Perşembe

Mega Fabrikalar Şehri Vestel City'i gezdim




Denizli İnovasyon Derneği olarak Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük üretim üssü olan ve Manisa Organize Sanayi Bölgesinde bulunan Vestel City’i gezdik.

Yolculuğumuz Denizli’den başladı. Dernek üyeleri ile keyifli geçen bir yolculuğun ardından Vestel üretim üssüne öğleye doğru giriş yaptık. Sıcak bir karşılamanın ardından, güvenlik kartlarımız verildi ve üretim alanı gezimiz resmi olarak başlamış oldu.

Bulaşık makinesi, çamaşır makinesi, televizyon, klima, kurutma makineleri üretim alanlarını tek tek dolaşmaya başladık. Güler yüzlü güvenlik ekibi ve her aşamayı her ürünü bize tane tane anlatan mühendisler ile güzel bir vakit geçirdik.

Elbette yola çıkmadan önce bazı araştırmalar yapmıştım. Kuruluş hikayesi, dünden bugüne gelişim süreci ve üretilen ürünler…. İlk karşılama alanında yapılan kısa ancak doyurucu sunum sonrasında işletmenin internete yaptığım araştırmadan çok ama çok daha büyük olduğunu fark ettim. Birbirinden ilginç ürünler, hatta birçok alanda ilk yeniliklere sahip ürünleri görünce hayranlığım bir üst kademeye çıktı.



Maya ünitesi olan ısıtmalı buzdolabı, tepsideki böreğin eşit şekilde pişip pişmediğini kontrol eden pişirici ocak, ses kontrolü ile internetsiz kapağını açan ve kapayan buzdolabı ile fırının açar açmaz yüzünüzü yalayan sıcaklığı kontrol altına alan fırın en ilginç bulduğum ürünlerin başında geldi.

Öğle yemeğinde Vestel’in sahibi Sayın Ahmet Nazif ZORLU ile bir araya geldik. Sohbet sırasında satır aralarında kendisinden baya bir bilgi edinme fırsatını yakaladım.

  • İlki yapay zekaya hazırlıklı olmamız gerektiği idi. Yeni nesil kişisel donanımını yükseltmez ise yapay zeka karşısında yenilgiye uğraması kaçınılmaz olacak, insana her zaman ihtiyaç olacak ancak bu ihtiyaç şekil değiştirecek
  • Diğer bir konu yabancı dil bilmenin önemi üzerineydi. Hatta ki üniversitelerin yabancı dilde eğitim vermesi üzerine odaklanıldı. Bu konu dünyadan geri kalmama adına önem arz etmekte
  • Bir diğer konu da üniversite ve sanayi işbirliği üzerine gerçekleşti. Kağıt üzerinde olan bu olgunun hayata geçirilmesinde olan sıkıntı dile getirildi. Özellikle üniversitelerin bu konuda ilgisiz oldukları hissine kapıldım.
  • Yerli ve milli ürünlerin kullanılması konusu ise bir başka başlıktı. Ahmet Bey bu konu açıldığında cebinden kullandığı Vestel Venüs marka telefonu çıkarıp “kaçınız bu telefonu kullanıyor” sorusunu sorduğunda yemek salonunda bulunan kimseden çıt çıkmadı.




Elbette yerli Vestel Venüs telefonunun kullanımı toplumun gelir düzeyi ile alakalı bir durum. 1500 -2000 fiyat aralığında bir telefon alınmak istendiğinde (Türkiye ekonomik koşullarında iyi para) insanlar bir çok parametreyi dikkate alarak seçim yapmak zorunda kalıyorlar. Kaldı ki; yerli telefonun muadillerine göre fiyat avantajının olması beklentiler arasında birinci sırada yer almaktadır. Diğer bir konu da Vestel’in kendi telefonunu agresif bir reklam politikası ile tanıtmaması da olabilir.

Gezi boyunca bu kadar teknolojiyi görünce Vestel’in üretimini yaptığı WeWalk adlı akıllı bastonunun neden çok satılmadığı ve engelli vatandaşımız tarafından neden bilinmediğini sorguladım. 24 saat içerisinde 140 lira destek toplayan böyle bir ürün neden geri planda kaldı anlayamadım.  

Gezi çıkmadan önce Vestel kurumsal kimliğini araştırdım. Hangi ürünleri üretiyor, nereye satıyor, Ahmet Nazif ZORLU kimdir, hakkında söylenenler ve bilinmeyenleri… Gezi boyunca yaptığım araştırmaları da dikkate alarak aklımdaki soruların cevaplarını aradım.

Örneklemem gerekirse, internette aylık belli sayıda ürünün üretilmesi gerektiği (bu hedef her şirket için geçerlidir) ve bu hedefi yakalamak için ufak kusurlu ürünlerin banttan onaylanarak satışa verildiği bilgisi yazmaktaydı. Gezi süresinde sunumları dikkatle dinledim, bantları inceledim ve böyle bir şeyin mümkün olmadığı kanaatine sahip oldum. Çünkü otomasyonu kontrol eden yazılımlar en ufak bir hatada üretim bandını durduracak şekilde ayarlanmış ve hatalı ürünler anında başka bir alana alınmaktaydı. Bununla birlikte Vestel’in kendisinin yaptığı yazınımlar sayesinde üretimin her aşaması ciddi bir şekilde kontrol edilmekte olduğu gördüm.



Yine internette çalışanlar ile ilgili epey bir yazı vardı. Gezerken birçok çalışana zordum. “Kaç yıldır burada çalışıyorsunuz?” Aldığım cevaplar karşısında şaşkına uğradım. Yirmibir yıl ile 8 yıl arasında cevap aldım. Elbette bu soruyu herkese sormam mümkün değildi. Rastlantısal sordum. Cevaplar ben de işini düzgün yapanın uzun soluklu çalışabildiği hissiyatını verdi.

Dikkat çekici noktalardan bir diğeri de mega fabrikanın hem kapalı alanının hem de açık alanlarının oldukça temiz olmasıydı. Hayran kalmamak elde değil. Bu nasıl bir kurum kültürü? Çok hoşuma gitti. Öğrendim ki Manisa Organize Sanayi Bölgesinde yer alan mega fabrika uzun süredir Türkiye ve Avrupa’nın en temiz fabrika ödülünü de elinde tutuyormuş.

Dönüş yolunda, böyle teknolojik bir fabrikada üretilen ürünlerin neden iç piyasada hak ettiği satış oranlarını yakalamadığı / yakalayamadığı düşüncesi vardı. Çok kısa bir cevap vermem gerekirse ki bu cevap benim şahsi fikrimdir. Uyguladıkları ya da uygulamadıkları reklam politikasıdır.

Sonuç olarak Vestel City teknik gezisi hayatımda güzel duraklardan bir tanesiydi. Güler yüzlü tüm çalışanlara ve Sayın Ahmet Nazif ZORLU Beye nazik kabulleri için teşekkürü borç bilirim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Adbox