Şu aralar televizyon kanallarında
İlhan ŞEŞENİn başrolünü oynadığı bir reklam filmi dönüyor. Ya lı yu lu bir
reklam. Ardından reklamın Orkide markasına ait olduğunu görüyoruz. Bunca yıldır
seyrettiğim en kötü, en amaca hizmet etmeyen bir reklam filmi…
Hadi ya, yok ya, harbi soğudum ya…
Benim de yapma ya diyesim geldi.
Markalar farklı dönemlerde ve
farklı amaçlarla ünlü insanları reklamlarında kullanarak; marka bilinirliğini
arttırma, farkındalık yaratma, dönemsel ciro artışı sağlama gibi amaçlar
taşıyabilirler. Bu yöntem gerek uluslararası reklam gerekse ulusal reklam
sektöründe belki de en sık başvurulan yöntemlerden biri. Bence çok da faydalı.
Ünlü parasını kazanır, marka ünlünün sırtından ünlenir. Al gülüm ver gülüm.
Birbirinden güzel parçaları,
gerek Grup Gündoğarken’den gerek solo şarkıları, radyo programı, oynadığı
birçok dizi ile gönüllerde taht kuran İlhan ŞEŞEN abimizin bu reklamda
oynamasını kendimce kabullenemedim. Bu reklam filmi ile kendisinden çok şey
kaybettiği zaman içerisinde görülecektir.
Elbette burada markanın reklam
filmini hazırlattığı reklam ajansına bakmak lazım. Bu nasıl bir mantık, bu
nasıl bir söz yazarlığı. Reklam filminin mantığını anlamak çok zor. Mutfağa ve
kadına yönelik bir üründe ya bir bayan ya da Türkiye’nin tanınmış bir gurme,
aşçısını kullanmak daha doğru olmaz mıydı? Ucuz bir metin, ucuz bir reklam
olmuş.
Bu reklam filmi ile marka
kaybeder mi bilemiyorum. Ama İlhan abimizin (maddiyat haricinde) kaybettiği
kanaatindeyim.
Son olarak markaya seslenmek
istiyorum.
Bazı reklamcılar “reklamın iyisi
kötüsü olmaz” diyorlar. Ben buna katılmıyorum. Arşiv taraması yapıldığında
başarısız reklam çalışmaları yüzünden yitip giden onlarca marka görülebilir.
Reklam ajansını değiştirmeyi düşünebilirsiniz. Fazla anlamam ama fikir
soracaksanız fikrimi seve seve beyan edebilirim.
Harbi soğudum ya…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder