Yaşamda en çok dertli olduğumuz durumlardan bir tanesi de günlük yaşamımızda, kişisel ilişkilerimizde, eş ve çocuklarımıza, arkadaşlarımıza, sevgilimize, patronumuza, akrabalarımıza kısaca ilişkide bulunduğumuz kişilere “HAYIR” diyememektir. Birisine “HAYIR” derken ezilip büzülmek korkusu yaşamaktansa birçokları gibi “EVET” deyip geçiveriyoruz. Sanırım evet demek, hayır demekten çok kolay…
Her şeye evet derken ya bireysel mutluluk ne oluyor?
Bireysel mutluluğu yakalayabilmek için bir bireyin huzuru yakalaması gerekir. Huzur, kendi arasında üçe ayrılır.
1. İç huzur
2. Evdeki huzur
3. İş yerindeki huzur
Bana göre bu sacayağı gibidir. Birinden birisi eksik olursa devrilir.
Bu bağlamda, psikologlar, kişisel gelişim uzmanları “hayır” diyebilmenin önemi üzerinde durmaktadırlar. Başka bir değişle, birey olabilmenin yetilerinden biri “hayır” ve “evet” kelimelerini yerli yerinde kullanmaktan geçer. Yaşantımız süresince ailemiz, sevgilimiz, arkadaşımız, patronumuz, eşimiz karşımıza çıkacak diğer insanlara gerektiğinde “hayır” diyebilmeyi kişilik gelişimi ve düzgün bir psikolojik yaşam için zorunlu kılmaktadır.
Karşısındakini kırmamak için sürekli “evet” diyen bir insanın ne kadar sıkıcı olduğu varın siz düşünün.
Pekâlâ, neden “hayırdan” çok “evet” diyoruz?
- Karşımızdaki kişiyi kırmamak için mi?
- İlişkilerimize zarar vereceğinden korktuğumuz için mi?
- Sevgilimizi, arkadaşımızı kaybetmemek için mi?
- Karşımızdakinin bakış açısıyla olayı değerlendirme algısına sahip olduğumuzdan mı?
- İşimizi kaybetme korkusundan mı?
- Sevilmemekten, yalnız kalmaktan, tercih edilmemekten korktuğumuz için mi?
- Olumsuz bir tepki ile karşılaşmaktan korktuğumuz için mi?
- Hayır dersek, bize de hayır denmesinden korktuğumuz için mi?
- Mükemmelliğimizin kaybolmasından korktuğumuz için mi?
- Nasıl “hayır” deneceğini bilmediğimiz için mi?
- …
Elbette, çok kez etrafımızdaki tüm kişiler ile iyi geçinmek, onları mutlu etmek, herkes tarafından parmakla gösterilmek ve sevilmek adına “hayır” demiyoruz. Her kişinin kendisine göre gerekçeleri var.
Unutulan, geriye atılan nokta ise şu: Biz “hayır” derken aslında kişiye “hayır” demiyoruz. Bize bahsedilen konuya, olguya “hayır” diyoruz. Başka bir değişle, bizden istenen bir talebi ret ediyoruz. Küçük çocuklar bu işi yetişkinlerden daha iyi beceriyorlar. Konuşma çağında olmayan bir bebek bile yemek istemediği bir gıdada ağzını kaçırması “hayır” demek değil de nedir? Çocuklarımız “hayır” dediğinde bizim onlara duyduğumuz sevgide bir azalma oluyor mu?
Hele hele Türkiye gibi ülkelerde kişisel gelişimin tamamlanmamış ülkelerde “hayır” diyebilmek bir meziyet işi ve zordur. Korkularımız buna engel olur. Ancak, “hayır” diyebilmek kişinin çabası ile öğrenilebilecek bir durumdur. Bunun içinde kendimize bir soru soralım:
- Ben bunu gerçekten yapmak istiyor muyum? Yoksa sadece karşımdakini mutlu mu etmeliyim?
- “Hayır” dersem karşımdaki üzülür mü? Ya siz evet dediğiniz için daha mı çok üzülürsünüz?
- “Hayır” demedim, çünkü ben kibar bir insanım. Karşınızdaki anlayışsız olur, bu durumda. İmaj her şeydir. Psikolojik durum sadece kitaplarda var mı diyorsunuz? Ya iç huzur…
- Liste uzar gider…
Doğru olsun yanlış olsun her talebe “evet” demenin üstünüze getireceği psikolojik yükü nereye kadar çekebilirsiniz bilmem. Toplumumuzda antidepresan kullanımının ne kadarı buna bağlıdır bilmemekle birlikte katkısı olduğunu düşünmekteyim.
Unutmayın; sevgilinizle, iş ya da diğer arkadaşlarınızla, astınız ya da üstünüzle, eşinizle, çocuklarınızla ve toplum içerisinde karşılaştığınız herkesle temaslarınızda ilişkinin, iletişimin kalitesini arttıran etkenler dürüstlük ve açık olmakta gizlidir. Sadece ilişkide bulunduğumuz bireylerin değil, kendimizin de duygu ve düşüncelerini iyi algılamak gerekir.
Algılar zamanla değişebilir. Başkalarına sürekli evet demek nazik ve kibar bir görünüm oluşturuyor gibi gözükse de arka planda kendimize en büyük kötülüğü yaptığımızı zamanla fark edeceğiz. Mecburen yaptığımız işler zamanla bizi boğacaktır.
İyi de nasıl “hayır” diyeceğiz?
Hayatınız boyunca insanları kırmamak için evet demeye alıştığınız için “hayır” diyebilmek ilk başlarda epey bir zor olacaktır. Yaşam bizimdir ve tercihlerimizi de doğru yapmalıyız. Yapılan her tercih tarzımızı belirler ve yaşantımızı şekillendirir. “Evet” ya da “hayır” demek bizim tercimizdir. Vereceğimiz cevap hangisi olursa olsun bir tercih kullanmış oluruz ve bireysel sorumluluğunu üstleniriz.
Nasıl “hayır” denir? “Hayır” diyebilmenin yolları nelerdir?
- Yöntemlerden biri direkt ve açıkça “hayır” diyebilmek: Bahane oluşturmadan söylenir. İçinde hiçbir özür barındırmaz.
- Açıklık kazandırarak ve yavaşça “hayır” diyebilmek: Nedenlerini açıklayarak, karşı tarafı kırmamaya özen göstererek gerekçeleri ile birlikte kelimenin söylenmesidir. Özellikle iş ortamında ve çocuklara hayır derken kullanılmalıdır.
- Deneyimlerden faydalanarak “hayır” diyebilmek: Geçmişte içine düşülen olumsuz durumları yeniden yaşamamak adına “hayır” denir.
- Kişisel olarak neler kazanacağınızı düşünerek “hayır” diyebilmek: “Hayır” cevabını vermenin kendinize neler kazandıracağını düşünerek cevabınızı verin.
Elbette yılların verdiği alışkanlıkları bir çırpıda değiştirmek, yok saymak hata olur. Bu bakımdan kendinize zaman kazandıracak bazı metotlar da geliştirebilirsiniz. Öncelik sıranıza göre hareket edin.
Unutmayın, öncelikle kendinize değer verin. Karşınızdakine değer verin ve tercihlerinizi bu doğrultuda şekillendirin.
Osman H. ARSLAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder